4 Mayıs 2016 Çarşamba

Lipton İç Oh de! Halkla İlişkiler ve Reklam Disiplinleri Üzerinden Şöyle Bir Bakış

Lipton'un Yeni Reklamı'na Halkla İlişkiler Bakışı


Bugün sizinle bir reklam işleyelim istedim. Firma seçimimizde yeni bir reklam filmi hazırlayan Lipton olsun.Bu reklamı sizinle bir halkla ilişkiler disiplini gözlüğünden ve bir de reklamcılık disiplini gözlüğünden inceleyelim ama önce halkla ilişkiler.



Lipton, tüketicinin çok sevdiği bir firma. Bu zamana kadar da iyi işlere imza atan bir Unilever üyesi. Ama şunu unutmamak lazım ki bir firma, reklam kampanyası hazırlarken reklamda oynatacağı kişilere de dikkat etmesi lazımdır. Bu kampanyada seçilen isim Hayko Cepkin. Ben olsam mevcut ismi seçerken bir kez daha düşünürdüm çünkü bu bir risk. Neden böyle söylediğimi merak ediyorsanız üzerinden henüz 4 yahut 5 ay geçen 'Hayko Cepkin'in Bar Çıkışı Kadını Dövdüğü Anlar' adındaki haber videolarını hatırlayın ya da bir göz atın. Kamuoyunun tepkisini kazanan bir ünlünün, reklamında oynadığı ürün ne kadar tercih edilir bilinmez doğrusu. Yani bu kusur markaya taşınabilir; taşınmayabilir de. Bana öyle geliyor ki taşınmayacak. Tabi bir kaç istisna dışında. Çünkü, Lipton kemik müşteri yapısına sahip ve bu olaydan kolay kolay etkilenmez. Yani bu ürünü normalde alan almaya devam eder. 


Bu reklam aslında ünlünün imaj restorasyon süreci olarak da görülebilir. Çünkü kabul edin ki 4- 5 aydır Hayko Cepkin'le ilgili gündeme gelen bir haber duymadınız. Biz buna imaj restorasyonu diyoruz. Kitlelere seslenen, üne sahip kişilerin isimleri olumsuz bir olayda geçtiğinde o kişiler hemen sessizliğine bürünür ve bir süre ortadan kaybolur adeta ortalıktan 'tüyer'. Sonrasında ise bir kampanya ile, sanki o olay hiç yaşanmamış gibi kamuoyuna kendini tekrardan hatırlatır. Halkla İlişkilerin görevi de bazen bu restorasyonu sağlamaktır işte. Neyse çok detaya girmeyeceğim odak noktamız Lipton'un reklamı. Sonra konuşuruz o meseleyi :)



Hadi bir de reklam disiplininden bakalım mevzu bahis reklama...



Reklamcılık açısından başarılı bir imaj reklamı olmuş diyebiliriz. İşin için Titrifikir var. Prodüksiyon var işin içinde emek var.Her yer sarıya bürünmüş Hayko Cepkin'in yeleği bile. Lipton kırmızısı ise oyuncunun sinirlenip 'Offff' dediği anda beliriyor vee sarı kırmızı çiftlemesi tamamdır. Ellerine sağlık. Benim eleştirim şu yönde olacak ki mesaj farklı olmuş biraz 'Oh de!' Yeşilçam etkisi midir nedir bilemedim ama benim kulağıma çok da olumlu oturmadı.Ben Aydemir Akbaş diyeyim varın gerisini siz anlayın... Tabi bu benim naçizane görüşümdür. Genel olarak güzel bir reklam umarım dönüşümü de iyi olur. Reklama göz atmak isterseniz buyursunlar:


Bugünkü yazımı da bu şekilde sonlandırdım. Oh be! :)
(Üzerine tıkladığınız takdirde video açılacaktır. Saygılarımla :)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder