30 Kasım 2016 Çarşamba

ÇİÇEK SEPETİ REKLAM ANALİZİ

Çiçek Sepeti Aşkınızı Kurtarır!
Geçen gün kız kardeşimden gelen mesaj aracılığıyla gördüğüm bir reklam dikkatimi çok çekti. Çiçek Sepeti markasının hazırlamış olduğu bir viral.


Genç bir hanım, erkek arkadaşı doğum gününü unuttuğu için intihar etmeye karar veriyor. Reklamın henüz ilk saniyesinde 'Biz atlamadık da ne oldu sanki?' gibi sitemkar bir teyzenin öfkeli bakışları altında sözlerine şahit oluyoruz ve bunun ardı kesilmiyor. Cama çıkarak atlamaya kararlı kızın karşısında olup biteni anlamaya çalışan kalabalık da kızımıza ne olduğunu neden atlamak istediğini sorar vs. İşin ilginç kısmı o kalabalığın kızımıza sağladığı motivasyon. 'Atla!, Atla!, Atla!' nidalarıyla seslerini yükselten kalabalık aynı zamanda toplumumuzun geldiği sinir sağlığının ne derecelere ulaştığını görmemizde bize yardımcı olmakta. Böyle bir şey mümkün mü sizce? Aptal bir doğum günü merasimi unutuldu diye intihar etmek. Yetmezmiş gibi daha akıllı(!) olan kalabalığın kişiye intihar etmesi için bağırarak tabiri caizse 'gaza getirerek' atlamasına şahitlik etmeye çalışmak.
Reklamcılıkta abartının olması doğal tabi ki fakat abartının böyle bir yöne çekilmesi işin kalitesinin düşüklüğünü gösterir. 'Reklamın iyisi kötüsü olmaz.' mantığı ile yapılan bir çalışma olsa dahi yine de kabul edilemez bir durum. İzleyici kitlesinin çocuklar ve gençler de olabileceği ihtimalini düşünmek belki biraz da olsa pozitif bir ambiyans çizmeye yetebilirdi.
Bana kalırsa bu çalışma, reklam arşivlerinde 'başarısız reklamlar' kategorisinde yerini almaya hazırlanıyor. Daha güzel bir çalışmada görüşmek üzere.

25 Kasım 2016 Cuma

PAZARLAMA TAKTİKLERİ - 7

ÜRÜNÜNÜZE DEĞER KATIN

Merhaba sevgili okuyucularım.. Bu hafta da sizinle pazarlama taktikleri hakkında konuşmak için beraberiz. Bu hafta size bir ürün satarken o ürüne vermeniz gereken değeri anlatmak istiyorum. Pazarlama herkesin düşündüğü üzere bir ihtiyaç yaratma sanatıdır. Bu görüş biraz eksik biraz da hata içermektedir bana göre. Çünkü pazarlama var olan bir ihtiyaç için tüketiciye farklı alternatifler yaratma sanatıdır. İlk önce burada bir anlaşalım. Sonra ise; eğer biz oluşturduğumuz alternatifleri tüketicinin almasını sağlamayı hedefliyorsak bunu yapmak için de bir çok yöntemimiz bulunmakta. Reklam, halkla ilişkiler, satış teşvik, kişisel satış vd. yöntemler bize yöntemlerin çokluğu hakkında bir ipucu göstermektedir.

Sattığınız ürüne inanmazsanız onu asla satamazsınız. Ayrıca sattığınız ürün hakkında, onun üzerinde bir değer yaratmazsanız asla başarıya ulaşamazsınız. Bu açıdan bir ürün ya da bir ürün grubu satımı gerçekleştirirken o ürün/ürünler hakkında değer yaratmanız hedef kitlenizin sattığınız ürüne yaklaşımı daha bir olumlu hal alacak ve bu durum sizi satışın gerçekleşmesine bir adım daha yaklaştıracaktır.

Bir örnekle konumuzu açıklığa kavuşturalım: Bir bilgisayar yazılımı aslında bir cd ve cd kutusundan fazlasıdır. Bu yazılım 15 mühendisin, 4 tasarımcının, 2 proje yöneticisinin, 2 metin yazarının 1 de CTO'nun eseridir.




Hepsinin okumuş olduğu yılları toplasak tam 210 yıla ulaşırız. Ayrıca ürünü çıkartabilmek için 4 farklı yazılım patenti alınmış, 7 ayrı teknoloji merkezine başvurulmuştur. Sadece bu teknoloji merkezlerine başvurmanın maliyeti 100 bin dolardır. 40 kişilik kullanıcı grubu bu ürünü 6 hafta boyunca test etmiş, bu testlerin sonucunda da 810 farklı revize gerçekleştirilmiştir. Bu ürün için toplamda 7 milyon satır kod yazılmış, 100 bin saat harcanmıştır.


Şu ana kadar mevcut ürün hakkında söylediklerimize dayanarak bir ürün ortaya çıkarmak pek de kolay sayılmaz demek yanlış olmaz. Değil mi?

Ürününüzü satarken yapacağınız sunumlarda yahut birebir iletişimlerde sattığınız ürün hakkında bu tarz back ground bilgiler satışı gerçekleştirmenizde size faya sağlayabilir. 

Bir sonraki taktikte egörüşmek üzere hoşça kalın,

Saygılarımla,

24 Kasım 2016 Perşembe

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN!

Merhaba sevgili okuyucularım. Bugün Öğretmenler Günü. Bugün; bizleri hayatın birçok alanına hazırlayarak temel oluşturan; bilim, sanat, spor ve diğer tüm alanlarda kendimizi geliştirmemizde bize rehberlik ederek yine o alanlarda bizlere gereken bilgi ve pratiği sağlayan tabiri caizse eğer çocuklarımız bizim geleceğimiz ise kendileri de geleceğin mimarları vasfını taşıyan; tüm bunların dışında bizlere sevgiyi, saygıyı ve paylaşmayı öğreten değerli mi değerli tüm emek sever hocalarımızın günü. Hem kendi öğretmenlerime ve diğer tüm öğretmenlerimize bizleri bugünlere getirdikleri için sonsuz minnettarım. Öğretmenler gününüz kutlu olsun.

HAPPY TEACHERS' DAY!

Hello my dear readers. Today is Teachers' Day. Today; is the day of our great teachers who's prepared us for many fields of life giving us the fundamentals; guiding us to let us develop ourselves in the fields of science, art, sports and so on. being the architects of the future that is constructed by the children of today; apart from that, being the ones who teach us love, respect and sharing who are also the most valuable and fantastic. Firstly and gratefully ı thank all of  my teachers and then all the other teachers in the world for bringing us to these days. Happy Teachers' Day.

18 Kasım 2016 Cuma

PAZARLAMA TAKTİKLERİ - 6

PAZARLAMADA HANGİ KANALLAR DAHA FAYDALI?

  Merhaba okuyucularım... Bu hafta da her hafta birisini anlattığım pazarlama taktiklerinden bir diğerini işleyeceğiz. Günümüzde artış gösteren dijital dünyadaki ticaret etkinlikleri bizi bu konuda biraz daha fazla bilgi edinme gereksiniminde bulunduruyor. Bu bağlamda bizi ilgilendiren bir konu ise e-mail yolu ile yapılan pazarlama şeklidir.

  Eski zamanlarda, kitlesel şekilde gerçekleştirilen tek yönlü asimetrik iletişim modelinin bulunduğu sadece bir kaynak ve bir alıcının olduğu ve feedback dediğimiz geri dönüşün olmadığı bir pazarlama modeli hakimdi hem de istisnasız tüm pazarlarda...

  Günümüzde değişen ve gelişen teknolojinin getirisi olarak görülen pazarlama anlayışı ile artık hem kaynaklar yani mesajı gönderenler aynı zamanda bir alıcı konumunda olurken mesajı alan alıcılar ise aynı zamanda kaynak pozisyonuna geçmiş vaziyette. Teknoloji sağladığı yeniliklerle  pazarlama alanında kullanılabilecek yöntemlere bir çok alternatif oluşturmuş durumda.

  Peki bizim için en uygun olan yöntem hangisidir? Bildiğimiz üzere bir çok pazarlama yöntemi bulunmakta ve bunlardan bazıları offline pazarlama, e-mail pazarlama vd. şeklindedir.
Grafikteki oranlardan da anlaşılacağı üzere e-mail pazarlama yöntemi en çok tercih edilen pazarlama yöntemi olarak yerini almış durumdadır.

Peki bizim e-mail pazarlaması için yapmamız ve bilmemiz gerekenler nelerdir? sorusu takılıyorsa aklınıza gelin şimdi o soruyu cevaplayalım hep beraber:

Segmentasyon
Bildiğiniz üzere segmentasyon bir şeylerin sınıflandırılmasını içeren bir kavramdır. Bu açıdan düşündüğümüz zaman mesajlarımızın hedef kitlemizin demografik özelliklerine göre hazırlanmış olması gerekir. Eskisi gibi tek bir mesajı tüm kitleye yayma devre bitti!

Konu Satırı
Bu konu gerçekten hedef kitlemize gönderdiğimiz mesajın okunacak mı? yoksa çöp kutusuna direkt olarak mı gidecek? ikileminde karar merci özelliği taşıyan bir konudur. Bu yüzden konu satırımızın hedef kitlenin ilgisini çeken nitelikte olması gerekir. CTA içermelidir. (Call to Action)

ZamanlamaHer şey iyi güzel; fakat mesajı göndereceğiniz zamanı iyi şekilde seçemiyorsanız henüz başarılı sayılmazsınız. Çünkü mesajın ilgi çekme özelliğinin artması için haftanın en elverişli gün ve saatinin seçilmesi gerekmektedir ki yaptığınız kampanyadan alacağınız geri dönüşler sağlam olsun. 

Bu hafta da benden bu kadar haftaya görüşürüz :)


Saygılar.

9 Kasım 2016 Çarşamba

REKLAMLAR !

Play Station 4 Pro / Call of Duty

Merhaba okurlarım. Geçenlerde izlediğim yeni çıkan bir reklamla karşılaştım. Kendime dedim ki kesin bu reklamı okurlarımla paylaşmalıyım. :) Video oyunları küçükten büyüğe herkesin çok sevdiği eğlence araçlarıdır. Bilenler bilir bu işin kökeni prensesi ejderhadan kurtaran mario'ya kadar gider. Ondan öncesi de vardır elbet; fakat 90'lı yıllara kadar olan dönemi hatırlamıyorum. Hatırlayanımız varsa yorumdan bana katılabilirsiniz. 



Ben de video oyunlarına küçüklüğümden beri müptelayımdır. Bu sebeple gördüğüm reklam filmi dikkatimi çok çekti. Sony markasının Play Station 4 Pro modeli, kullanıcılarına mükemmel bir oyun deneyimi sunuyor. Derler ya 'Ne yaptığın kadar nasıl yaptığında önemlidir bir o kadar.' diye. Bu model için hazırlanan reklam da bize o sözü hatırlatıyor adeta. Çok başarılı bir reklam olduğunu söyleyebilirim. İlk paragrafta da bahsettiğim üzere çıkış noktası nostalji olarak belirlenen reklam da sunulan ögeler reklam içinde kullanılan Call of Duty oyunu da temaya gayet rahat bir uyum sağlamış durumda. Ben en iyisi sözü daha fazla uzatmadan sizleri takdire şayan reklam ile baş başa bırakayım, 

Hoşçakalın ;)

8 Kasım 2016 Salı

PAZARLAMA TAKTİKLERİ - 5

KENDİNİZE NEDEN DİYE SORUN!

Merhaba okurlarım, pazarlama taktiklerinde bugün size neden sorusunu kendinize sorma hakkında bahsetmek istiyorum. Önemli bir husus olarak yapacağınız açıklamalar, hazırlayacağınız bültenler ve uygulayacağınız reklam çalışmalarında üretimini gerçekleştirdiğiniz ürünler hakkında sürekli olarak ürünün kalitesi, performansı vb. hakkında bahsetmemeniz gerektiğidir.

Bu durum size 'Ya iyi de reklam yapıyoruz neden ürün hakkında bahsetmeyelim?' dedirtebilir. Fakat bir de şu örnek üzerinden düşünün:

 "Biz mükemmel bilgisayar yaparız. Onlar güzel olarak tasarlanmış, kullanışı basit, kullanıcı dostu. Bir tane satın almak ister misin?"

"Bizim tüm yaptıklarımız, bizim inanışımız süre gelen olgulara meydan okumaktır. Biz farklı düşünmeye inanırız (Think Different) Bizim süregelen olgulara meydan okumamız, ürettiğimiz ürünleri güzel dizaynlı, kullanışı basit ve kullanıcı dostu olarak tasarlamamızdır. Biz sadece mükemmel bilgisayarlar üretiriz. Bir tane almak ister misin?”
Bu iki örnekten ilki x bir şirkete; ikincisi de apple şirketine ait olduğunu söylesem ne derdiniz?
Pazarlama iletişiminde Neden Nasıl ve Ne soruları içerden dışarıya doğru gerçekleştirilmelidir.
Yukarıda vermiş olduğum mesaj örneklerinden birinci mesajda dışarıdan içeri doğru bir yön seçilmişti ayrıca neden bu işi yaptıkları hakkında bilgi edinmemize imkan tanınmıyordu. 

Gelin gelelim ki müptelası olan yüz binlerce müşterisini günlerce kapısında bekleten Apple'ın hazırladığı mesajda ise öncelikle üründen ziyade neden bu işi yaptıkları yani 
vizyonları, sonrasında ise nasıl yaptıkları ve son olarak da ne yaptıkları  yer alıyor.

Unutmayın müşteriler ne sattığınızı almaz; fakat neden sattığınızı alırlar. Bu yüzden öncelikle müşteri kitleniz ile neden bu işi yaptığınızı, amacınızı, tutkunuzu paylaşmaktan çekinmeyin; çekinmeyin ki Apple gibi bir sektör öncüsü olabilesiniz.

Saygılarımla.

4 Kasım 2016 Cuma

PAZARLAMA TAKTİKLERİ - 4

KENDİNİZE BORÇLU HİSSETTİRİN!
pazarlamasyon

Merhaba okurlarım. Bu yazımda anlatacaklarımdan önce yazımı hazırlarken rastladığım bir şarkı gayet hoşuma gitti. Bunları yazarken dahi o şarkıyı dinliyorum. Şarkının ismi 'Yan Benimle' bu bilgiyi neden daha girişte paylaştığımı hatta neden pazarlama temalı bir blog yazısında sizlerle paylaştığımı da bilmiyorum. Ya da biliyorum. Gerçekten hoşuma gitti de ondan :) 

Her neyse... Gelelim konumuza. Bu hafta pazarlama taktiklerinden 'Kendine Borçlu Hissettirme' taktiği hakkında bahsetmek istiyorum. Önemsenmeyen fakat önemsenmesi gereken bir konu çünkü yaptığınız iş ne olursa olsun müşterinize yaptığınız belki de ufak ikramlar müşterinizi yani hedef kitlenizi size bağlayan özelliklerden biri olabilir.


Dürüst olalım ki kendimizi borçlu hissettiğimiz anda daha bir bonkör oluyoruz. Bu gerçekten yola çıkacak olursak yapacağımız küçük ikramlar marka bağlılığı yaratmada dahi etkili olabilecek bir faktör. 'Peki nedir bu ikramlardan kastın senin be adam' diyebilirsiniz. 

Bir marka yöneticisi olduğunuzu düşünelim. Müşterilerinizin markanıza sadık bireyler olmasını istiyorsunuz. Bu durumda ne yapabilirsiniz? Bir süper market zinciri yönetiyorsanız müşterilerinize ücretsiz servis olanağı sunarak alışveriş poşetiyle eve kadar yürüyerek yorulmalarını engellemiş olursunuz. Aynı zamanda bir sonraki alışverişlerinde tercih edilen taraf olma ihtimalinizi de yükseltmiş olursunuz.

Web 2.0 döneminde de işler aynı şekilde ilerliyor. Yani sanal alem. Tıklanma oranı yüksek bir blogunuz varsa aynı zamanda sitenizde gezinme süresinde ortalamanız da yüksekse okur kitlenize özel yarışmalar düzenleyebilir yahut onlara ücretsiz kitaplar hediye edebilirsiniz. Bu konuda bir listeleme yapmamız gerekirse:

-forum düzenleyin (faq vb.),
-içeriğinizle ilgili bazı ücretsiz pdf. dosyaları sunun, 
-yarışmalar düzenleyin sonunda ilk üç'ü ödüllerin  beklediği,
-ücretsiz danışma servisi verin vb.

maddelerimizi uzatmamız mümkün bu durum biraz da site sahibinin yaratıcılığına dayanıyor. Aynı zamanda müşterilerinize gösterdiğiniz ilgi alaka seviyesine.

Bu yöntemle yaptığınız bir hata dahi tolerans ile karşılanabilir. Bir sonraki gezintide tercih edilen adres olmanıza vesile olabilir. Değerlendirmekte fayda var. 

Bir yazının daha sonuna geldik. Kendinize iyi bakın. Ben de müziği dinlemeye devam edeyim. :) Hoşçakalın, 

Saygılar.