24 Mart 2016 Perşembe

Hoşgeldiniz Efendim

Selamlar..

Bu yazı, bloğumun ilk yazısıdır. Bu yüzden ilk yazımı bir 'hoşgeldiniz' havasında yazmak istedim; o yüzden izninizle size kendimi tanıtarak başlayayım. İsim ve soy ismim Kenan Özgür Yaşar. Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Memleketim Diyarbakır. Geçtiğimiz yıl, üniversitemin anlaşması olduğu Erasmus programına dahil oldum. Macaristan'ın başkenti Budapeşte şehrinde bir dönem boyunca İşletme okudum. Hobilerim arasında atletizm, müzik ve gezip eğlenmek var. Evet atletizm; çünkü hayatımın 6 yıllık süreci 'sprint' yani hız koşusu sporu yapmakla geçti. Çok hızlı olduğumu söyleyebilirim; fakat eskiye oranla aynı hız seviyesinde değilim; itiraf ediyorum! :)

Üniversite hayatıma başlarken aklıma spora yönelmek vardı. Lisenin ilk yıllarında çok tembel bir öğrenciydim. Lisede aldığım ilk karnemde 8 dersten zayıf notum vardı. Ne var ki azmederek matematik hariç tüm zayıf notlarımı düzelttim ve sonraki yıllarda her dönem teşekkür ve takdir belgeleri alarak -ki 11. sınıftayken okul 3.'süydüm- liseyi başarıyla tamamladım. 

Üniversite hazırlık zamanında da büyük bir özveriyle çalışmalarımı sürdürdüm. Ne kadar çabalarsam çabalayım matematik dersini üniversiteyi kazandıktan sonra kurtarabilmiş ve diplomamı alabilmiştim. Bir türlü yıldızımın barışmadığı matematik üniversite sınavında da kendini gösterdi.
Sınava girdiğim dönemde matematikten 3 soru çözdüm 3'ü de yanlış çıktı. ve -0,75 net ile dönemin matematik dalında en başarısız öğrencisi oldum. Sözel derslerdeki başarılarım sayesinde  nihayet üniversiteye giriş sınavından tatmin edici bir puan alarak tercih listemi hazırlayabildim. Sonuç?Listemin 4. sırasında bulunan Marmara Üniversitesi'ni kazanmıştım. 

Hazırlık sınıfına başladığım zaman ingilizce ile ilgili hiçbir altyapım yoktu; lakin lise döneminde gösterdiğim özveriyi aynı şekilde gösterek hazırlık sınıfında alınabilecek en yüksek verimi aldım ve kendimi ingilizcede yeterli görerek hazırlığı atlattım. 

Üniversiteyi kazanmadan önce üniversite ile ilgili anlatılanlar beni kendine yeterince çekmişti. 1. yılıma başladığımda 'hayaller-hayatlar' karşılasması yapmamam ise mümkün değildi :). Üniversite'de çok çalışarak başarılı olmam gerektiğini biliyordum. Bunun için sürekli ders dışı aktivitelerle meşgul oldum. Seminerler, proje yarışmaları, fuarlar, sempozyumlar en sevdiğim ortamlar olmuştu. Sürekli o ortamlarda yer almaya çalışıyordum. Üniversitenin sağladığı teorik bilgiyi pratikle kavuşturmadan yeterli öğrenmeyi ve tecrübeyi edinemeyeceğimin daha o yaşta farkında olmamdan ötürü sürekli bu tür organizasyonlarda bir şekilde bulunmaya çalışıyordum.

Yurt dışına gitme imkanım olmadığı için ingilizce pratik yapma şansım pek yoktu bu yüzden ben de imkanları kendim sağlıyordum. İngilizce bilen kişilerle sohbet etmeye çabalıyordum. Hatta evde tek olduğum zaman sürekli aynanın karşısına geçerek ingilizce haber metinleri, şarkı sözleri vs. okuyordum. 1. sınıfın 2. döneminde erasmus denilen programın varlığında haberdar oldum. Kendi kendime dedim ki ben orda olmalıyım. Erasmus'u kazanmalıydım; çünkü bu benim için ingilizceyi pratik edebileceğim, ayrıca hayat ile ilgili birçok tecrübe edinebileceğim büyük bir fırsattı.

Erasmus sınavından 89 puan aldığımda yurtdışına çıkabileceğim fikri aklımda aydınlandı. Ve hemen ülkeleri araştırmaya koyuldum. Macaristan, araştırdığım ülkeler arasında bana en uygun gelen ülkeydi ve ilk sıraya o ülkeyi yazmıştım. İstediğim olmuştu ve erasmusu kazanmıştım.

Dostlar bugünlük size kendimi tanıtmış olayım. Ama bunu saymıyorum diğer yazıma da bekliyorum siz değerli okurları. Bir sonraki yazımda  erasmusta yaşadığım değerli anıları sizlerle paylaşmak üzere. Kalın Sağlıcakla..