31 Ekim 2016 Pazartesi

PAZARLAMA TAKTİKLERİ - 3

FİYATLARDAKİ OYNAMALAR

Merhaba okurlarım. Bilgisayarımda yaşadığım bir sorundan ötürü geçtiğimiz hafta yayınlamam gereken yazımı bu hafta yayınlamak durumundayım. Affınıza sığınıyorum. 

Konumuza dönecek olursak bu yazımda size fiyatlarda gerçekleşen ufak oynamalarla hedef kitlemizin ürün satın almaya ne şekilde yakınlaştırıldıkları hakkında bahsedeceğim.

Tüketiciler, ilgilenim oranları yüksek ürünler hakkında daha çok düşünürler. Dediğimiz ilgilenim oranı ise bir ürünün değeri hakkında tüketicileri düşünmeye iten kavramdır. Örneğin öğle yemeği için aldığınız makarnanın hakkında çok düşünmezken; iyi bir karne sonrası anne babanızın size sağladığı ödül niteliğindeki finansal destek, size ne tür bilgisayar almanız konusunda biraz araştırma yapmayı, akabinde de düşünmeyi gerektirir. Ne kadar yüksek bir hafızaya, nasıl bir tasarıma sahip olacağı hakkında vb. Bunların dışında ve öncelikle düşünülecek mevzu ise fiyattır.


Fiyat, tüketiciyi cezbetmediği sürece o ürünün satın alınması beklemek beyhude çaba olacaktır. Bunun için uygulayacağımız bazı taktikler potansiyel müşteriyi gerçek müşteriye dönüştürmede etkili olabilir. 

Örneğin bir fiyat düşünelim. Görselimizde olduğu gibi bir ürün eğer 20 lira olarak hedef kitleye yansıtılırsa  müşteri bu fiyattan kaçınabilir; fakat 19.99 ise çekici hiledir. İnsanlar aslında kuruşun hesabını yapmasa bile oradaki bir kuruş müşteriye ürünün 10 liraymış gibi gözükmesine vesile olur bu da müşteri için ürünü alımı kolaylaştıran bir faktördür.

Ayrıca, başka bir ürün fiyatı için düşündüğümüzde de fiyatların yazım şeklide iknayı belirleyen bir unsurdur. Örnek verecek olursak;

1700 tl
1.700 tl
1.700.00 tl

Müşteriler yani hedef kitlemiz yapılan araştırmalarında gösterdiği üzere en üstte bulunan fiyat yazım tarzını yazımı alımı kolaylaştıran bir etken olarak bulmuşlardır.

Bir sonraki pazarlama taktiğimizde görüşene dek. Hoşçakalın.

Saygılar.

22 Ekim 2016 Cumartesi

BİLİNÇSİZ SİLAHLANMA

TODDLERS KİLL (ÇOCUK KATİLLER)


Merhaba bugün pek yazasım yoktu ama gerek görüp duyduklarım gerekse yaptığım araştırmalardaki sonuçlar bende bu konu hakkında bir şeyler karalama hevesi uyandırdı. 

Şiddettin önce bireye sonra topluma ve sonra evrensel boyutlara uzanan bir etkiye sahip olduğu hakkında herkes hemfikir. Gelin görün ki günümüzde uygulanmakta olan anlaşmalar, toplantılar projeler dahi şiddetin önüne tamamen geçebilmiş değil. Bu yüzden bu konu hakkında  bazı farkındalık çalışmaları gerçekleştirilmeli diye düşünüyorum.

Amerika'da yapılan çalışmaya göre her hafta en az 1 kişi çocukların kontrolündeki silahlar yüzünden hayatlarını kaybetmekte. Yeni gördüğüm ve çok anlamlı bulduğum, araştırmalarıma bir ara verip yazımın sonunda yayınlamış olduğum videoda da gösterildiği üzere Amerika'da artış gösteren bu durum ülkemiz için ehemniyet arz etmektedir. Sigaranın kullanım yaşında olduğu gibi silahların kullanım yaş oranı da giderek düşüş görülmekte. 

Online siteler, el altından gerçekleştirilen merdiven altı pazarlar sayesinde alımı ve ulaşımı kolaylaşan silahların topluma derin yaralar verdiği ayandır. Şiddetin bir çözüm olmadığını ve olmayacağını asla unutmayın. 

Gelecek nesillere bırakılabilecek en anlamlı ve değerli mirasın sevgi ve güzel ahlak olduğu bilinciyle; onlara sergileyeceğiniz tavırların onların zihninde model alınacağını ve gelecekte onların da aynı davranışları sergileyeceğinin farkında olun. 

Kısacası; şiddete ve bilinçsiz silahlanmaya DUR deyin!


Saygılar.






21 Ekim 2016 Cuma

PAZARLAMA TAKTİKLERİ - 2

YEM ETKİSİ

Selamlar okurlarım. Nasılsınız? Bu hafta geçen hafta startını verdiğim pazarlama taktiklerinden bir diğeri olan yem etkisinden bahsetmek istiyorum. Yem etkisi, satışı yapılan ürünün satış oranı yükseltilmek istediği taktirde ürünün yanına o üründen daha düşük fiyattaki bir ürünü 'rafa koyarak' gerçekleşen bir pazarlama taktiğidir. 

Bir örnekle açıklarsak daha anlaşılır hale gelecek. 

Yukarıda fiyatı $1.80 olan bira ile fiyatı $2.50 olan daha kaliteli iki ürün bulunmakta. Burada amacımız fiyatı $1.80 olan biranın satışlarını yükseltmek. Bu orana göre yapılan ikinci testteki sonuçlara bakalım.



Söz konusu ürünlerimizin bulunduğu rafa, fiyatı önceki iki biradan da düşük olan üçüncü bir bira ürünü konuluyor. Burada uygulanan tamamen bir yemdir. Çünkü bir ürünü ortaya çıkarmak bunu gerektirir. O da ne? $1.80'lik biranın satışları fırlamış!  Fiyatı hiç bir sorun etmeyen ve kalitesinden(!) ödün vermeyen az orandaki kemik müşteri yapısı haricinde geri kalan yani fiyat üzerinde durarak kaliteyi önemsemeyen alıcılar öne çıkardığımız biraya saldırdı. Bu da demektir ki; insanlar hem fiyatı ucuz hem de kalitesi iyi olan ürünü tercih ediyorlar. Sonuçta kime sorarsanız sorun arada kalan $0.20'lik birim için kimse kalitesinden taviz vermez. Fakat $0.70 oranındaki birim ise premium müşteri ve orta düzey müşteri yapıları arasındaki farkı belirleyici niteliktedir.

Peki sen bu yemi yer misin? Bu sorunun cevabı biraz da gelir düzeyinde gizli. Dürüst olalım kimse en pahalısını alamasa da en azından orta seviye bir ürünü almayı tercih eder. Bununlar ilgili kişinin kendince kullandığı savunma mekanizması da şu şekildedir ki: Bir keyfim var ondan vazgeçemem. :)

Örneği bira üzerinden vermiş olsam da alkol kullanımına dikkat edelim. Alkolün etkileri yaşamdan aldıkları hakkında ayrı bir makalemde bahsetmek istiyorum. O zamana kadar sağlıcakla kalın.


pazarlamasyon


14 Ekim 2016 Cuma

PAZARLAMA TAKTİKLERİ - 1

 PAZARLAMANIN KISAYOLLARI


Merhaba saygı değer okurlarım... Geçtiğimiz haftalarda sizlerle günbegün pazarlama ve satış taktiklerini paylaşacağım sözünü vermiştim. Artık sözümü yerine getirmenin zamanı geldi. Her hafta bir taktikle karşınızda olacağım dizinde pazarlama ile ilgili bazı detayları beraber inceleme şansı bulacağız. O halde başlayalım!


PAZARLAMA NASIL SATIŞA DÖNÜŞÜR ?

Pazarlama Nedir?

Pazarlama, kişisel ve örgütsel amaçlara ulaşmayı sağlayacak mübadeleleri gerçekleştirmek üzere malların fikirlerin ve hizmetlerin; tutundurulmasına, dağıtılmasına, geliştirilmesine ve fiyatlandırılmasına ilişkin yapılan planlama ve uygulama sürecidir. Bu sürecin sonucunda satışın gerçekleşmesi ciddi anlamda zordur. 

Yurt dışında pazarlama ustalarına yönelik yapılan araştırmalar da onların pazarlama alanında en çok pazarlamanın satışa dönmesi konusunda (%19.6 oran ile) zorlandıklarını gösteriyor.




Bununla ilgili bazı verilecek bazı taktikler pazarlamanın satışa dönüşmesine kolaylık sağlayacaktır.

Bireyselleştirme - Fayda

Hedef kitle ile buluştuğunuz taktirde onları ürünü almalarına değil fakat; ürünün yararlarını benimsemelerine yönelik olarak ikna etmeye çalışın. Diyaloglarla ihtiyaçlarını öğrenebildiğiniz müşterinin potansiyel alıcınız olduğunu unutmayarak ürününüzün faydalarını onlara detaylı şekilde anlatarak. Ürünü o kişinin benimsemesini sağlayın bir yerde satışınızı bireyselleştirin.

Çözüm ve Değer

Fayda prensibine bağlı olarak müşterinize sattığınız ürünün onlara bir çözüm olacağını ifade edin. Kısacası müşteriye, 'Yahu şimdi ben ürünü niye alayım?' sorusunu size yöneltmesine izin vermeyin. Siz müşteriye bir değer sunuyorsunuz. Bunu unutmayın!

Hikayeleştime - Tahkiye

Gerek yüz yüze, gerekse de reklamlar aracılığı ile yaptığınız anlatımlarda hikayeleştirme tekniğini asla aklınızdan çıkarmayın. Sattığınız değerin güzel bir hikaye ile buluşması sonucunda satış o kadar pazarlama uğraşı sonucunda kolaylıkla size kazanç sağlayacaktır.
Gelsin paracıklar!..

Bu anlamda yapılan güzel bir örnek enerji içeceği markası RedBull'dan geliyor. Aşağıdaki bağlantıdan video adresine ulaşabilirsiniz. 

İyi seyirler.






Kaynak Pazarlamasyon- Youtube

7 Ekim 2016 Cuma

D-Smart Gerçekten Smart mı?

7 Ekim 2016 Cuma


D-Smart Gerçekten Smart mı?

Merhaba sevgili okurlarım uzuuunnn bir süreden sonra tekrar sizlerle olmak gerçekten heyecan verici :) Bu uzun sürede neredeyse bir mevsim sona erdi, ben iki aylık bir iş tecrübesi yaşadım. Bugün size bundan bahsetmek istiyorum. Bahsettiğim tecrübe benim için çok büyük bir edinimdi. Her ne kadar keyifli bir tatil yapabildiğim yaz mevsimi yaşamamış olsam da kendi adıma güzel tecrübeler edindiğimi düşünmek bir nebze teselli edici. Peki nasıl bir tecrübeydi edindiğim?



Yaz sıcağında da olsa evde terlerken bilgisayarda kariyer sitelerinden staj kasmaya devam ettiğim günlerden birinde bir telefon geldi. Evet tahmin ettiğiniz yer. D-smart. Saha satış bölümü için eleman aradıklarını söylediklerinde kendimi uygun denemediğim bir alan olduğunu bildiğimden kabul ettim. Görüşmeler mülakatlar vs. halloldu ve işe alındım. 

Neyse o sıcakta yılmadan gömleğin son düğmesine kadar ilikleyip kravatı çektim ve hazırım! Saha satış sorumlusu olarak görevim şirket aracı ve bilgisayarımla birlikte yanımda benimle aynı şartlara sahip iş arkadaşımla  elimizde database lere uygun lokasyonları geziyoruz. D-smart lazım mı abi? diye soruyoruz. Amaç tabi ki de ürünün alınmasını sağlamak! Başlarda her şey güzel giderken gezdikçe piyasanın halini görmeye başlıyorsunuz ve emin olun içiniz kararmaya başlıyor. Bu durum tabi satışlarınızı etkiliyor. Ben tabi ki bir çok satış yaptım. Bunlar ay sonu yöneticilerin gözünde bir artı olarak geri dönüyordu. Fakat o artıyı almak sanıldığı kadar kolay olmadı.

Yalan yok yaptığım iş beni biraz da olsa zorladı fakat kendime inanılmaz şeyler kattığını düşünüyorum. Nasıl? Şöyle ki insanlar plajda deniz kum güneş keyfinde mangal yaparken yanlarından takım elbiseyle geçerken çevredeki otel cafe bistroları kovalamak sabrınızı zorlayabiliyor. Otokontrol +1. Yahut tuzla trafiğinde önünüze kıran bir arabanın şoförü iş arkadaşınız kavga ederken o kavgayı ayırmak size günün yorgunluğunu alıyormuş havası vermeli yoksa emin olun o kavga ayırmak umrunuzda bile olmuyor. Tabi işin güzel yanları da var. Toplantı günü şirkete gittiğinizde şirkete hava katmak herkesin gözünün üzerinizde olması sizi bir pohpohluyor tabi ama her şey şirketten çıkana kadar sonra siz iş arkadaşınız arabanın içinde İstanbul trafiğindesiniz ne kadar eğlenceli yahu(!)

Ben her zaman açık sözlülükten yanayım. Bir bütün olarak düşündüğünüzde bu iş tecrübesi görünüşte diğer iş tecrübelerime göre daha başarılması meşakkatliydi. Fakat emin olun getirisi daha fazla oldu. Çünkü yine emin olun ki maddiyattan daha büyük getiriler de var ve bunlar sizi siz yapan getiriler. Hiçbir zaman bir iş yapmak için üşenmeyin. Harekete geçin. O iş neyse size bir şeyler katabileceğini düşünün. İşe kulaklığınızda en sevdiğiniz müziği çalarak gidin. Kendinizi motive edin sevdiğiniz. Kendinizi geliştirdiğinizi düşünün. Ve hayal edin. En iyisini yapabileceğinizi öngörün. Önünüze koyduğunuz hedefleri bir bir aşmak için her gün enerji dolu yapacağınız işe odaklanın. Her şeyden önemlisi; kendinize iyi davranın...


Saygılarımla.