22 Aralık 2016 Perşembe

PAZARLAMA TAKTİKLERİ - 12

DROPBOX NASIL BÜYÜDÜ?

Merhaba sevgili okurlarım. Bugün size Dropbox'ın gelişim hakkında bahsetmek istiyorum.
2008 Eylül’ü Dropbox için önemli bir aydı. Şirket ilk lansmanını bu ayda yapacaktı. Aylar öncesinden hazırlıklara başlandı. Plan basitti; önce ABD’nin ünlü teknoloji blogu Techrunch’a çıkılacak, sonra da satın alınmış online medya ile Dropbox’ı tüm dünyanın bildiği bir ürün haline getirilecekti. Ancak işler istenildiği gibi gitmedi. Dropbox’ın yeni bir müşteriyi kazanmak için harcadığı bütçe 233 ile 388 dolar arasında değişiyordu fakat bu kişiden elde edebilecekleri ortalama gelir sadece 99 dolardı.

Dropbox’ı kullanan müşteriler son derece memnun kalıyorlardı ancak bu memnuniyeti başka kullanıcılara iletmek için tetikleyicileri yoktu. Tam da bu noktada Dropbox’ın aklına Referral (Arkadaş Tavsiyesi) geldi. Bu sayede Adwords’ü bırakıp o zamanlar teorik olarak var olmayan Growth Hacking taktiklerine yöneldiler. Analytics, split testler, açılış sayfası optimizasyonları derken ürünün yayılımı bir anda artmaya başladı. Ancak asıl büyük ilerleme tavsiye sistemi ile gerçekleşti.

Tavsiye sistemi yayına alındıktan 30 gün sonra tam 2.8 milyon davetiye gönderilmişti ve günlük kazanılan kullanıcıların %35’i bu sayede siteye geliyordu. 2008 yılında sadece 100 bin kullanıcısı bulunan Dropbox’ın, Temmuz 2012’de 50 milyon, Mayıs 2014’te ise tam 300 milyon kullanıcısı olacaktı. 6 yılda gelinen bu nokta, tüm aşamaları özenle optimize edilmiş bir Growth Hacking stratejisinin meyvesi.





Peki Dropbox bu strateji kapsamında neler yaptı?
  • MVP (Minimum Viable Product) testi yaparak 5000’e yakın kullanıcının ürüne olan ilgisini ölçümlediler. Henüz ürün bitmeden kullanıcıların geribildirimlerini toplayarak ürünün ne yönde gitmesi gerektiğini anladılar.
  • Anasayfalarını kullanıcıların en kolay şekilde kayıt olması için optimize ettiler. Bunun için anasayfadaki tüm gereksiz öğeleri kaldırdılar.  
  • Facebook ve Twitter ile sisteme bağlanan her bir kullanıcıya ek depolama alanı verdiler. Bu sayede milyonlarca kişinin kişisel bilgilerine ulaştılar.
  • Dropbox’ı Twitter’dan takip eden herkese ek depolama alanı verdiler.
  • Yüklenen dosyaların hem sosyal medyada hem de diğer internet sitelerinde tek bir link ile paylaşılmasını sağladılar.
  • Dosya yüklemede için kaldır-bırak ve sağ tık ile gönder gibi kullanıcı deneyimini iyileştirecek birçok optimizasyon yaptılar.
  • Arkadaşlarını mail ile davet eden kullanıcılara o dönem için yüksek bir miktarda (16 GB) ek depolama alanı verdiler.

Şimdilik benden bu kadar bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder