7 Ekim 2016 Cuma

D-Smart Gerçekten Smart mı?

7 Ekim 2016 Cuma


D-Smart Gerçekten Smart mı?

Merhaba sevgili okurlarım uzuuunnn bir süreden sonra tekrar sizlerle olmak gerçekten heyecan verici :) Bu uzun sürede neredeyse bir mevsim sona erdi, ben iki aylık bir iş tecrübesi yaşadım. Bugün size bundan bahsetmek istiyorum. Bahsettiğim tecrübe benim için çok büyük bir edinimdi. Her ne kadar keyifli bir tatil yapabildiğim yaz mevsimi yaşamamış olsam da kendi adıma güzel tecrübeler edindiğimi düşünmek bir nebze teselli edici. Peki nasıl bir tecrübeydi edindiğim?



Yaz sıcağında da olsa evde terlerken bilgisayarda kariyer sitelerinden staj kasmaya devam ettiğim günlerden birinde bir telefon geldi. Evet tahmin ettiğiniz yer. D-smart. Saha satış bölümü için eleman aradıklarını söylediklerinde kendimi uygun denemediğim bir alan olduğunu bildiğimden kabul ettim. Görüşmeler mülakatlar vs. halloldu ve işe alındım. 

Neyse o sıcakta yılmadan gömleğin son düğmesine kadar ilikleyip kravatı çektim ve hazırım! Saha satış sorumlusu olarak görevim şirket aracı ve bilgisayarımla birlikte yanımda benimle aynı şartlara sahip iş arkadaşımla  elimizde database lere uygun lokasyonları geziyoruz. D-smart lazım mı abi? diye soruyoruz. Amaç tabi ki de ürünün alınmasını sağlamak! Başlarda her şey güzel giderken gezdikçe piyasanın halini görmeye başlıyorsunuz ve emin olun içiniz kararmaya başlıyor. Bu durum tabi satışlarınızı etkiliyor. Ben tabi ki bir çok satış yaptım. Bunlar ay sonu yöneticilerin gözünde bir artı olarak geri dönüyordu. Fakat o artıyı almak sanıldığı kadar kolay olmadı.

Yalan yok yaptığım iş beni biraz da olsa zorladı fakat kendime inanılmaz şeyler kattığını düşünüyorum. Nasıl? Şöyle ki insanlar plajda deniz kum güneş keyfinde mangal yaparken yanlarından takım elbiseyle geçerken çevredeki otel cafe bistroları kovalamak sabrınızı zorlayabiliyor. Otokontrol +1. Yahut tuzla trafiğinde önünüze kıran bir arabanın şoförü iş arkadaşınız kavga ederken o kavgayı ayırmak size günün yorgunluğunu alıyormuş havası vermeli yoksa emin olun o kavga ayırmak umrunuzda bile olmuyor. Tabi işin güzel yanları da var. Toplantı günü şirkete gittiğinizde şirkete hava katmak herkesin gözünün üzerinizde olması sizi bir pohpohluyor tabi ama her şey şirketten çıkana kadar sonra siz iş arkadaşınız arabanın içinde İstanbul trafiğindesiniz ne kadar eğlenceli yahu(!)

Ben her zaman açık sözlülükten yanayım. Bir bütün olarak düşündüğünüzde bu iş tecrübesi görünüşte diğer iş tecrübelerime göre daha başarılması meşakkatliydi. Fakat emin olun getirisi daha fazla oldu. Çünkü yine emin olun ki maddiyattan daha büyük getiriler de var ve bunlar sizi siz yapan getiriler. Hiçbir zaman bir iş yapmak için üşenmeyin. Harekete geçin. O iş neyse size bir şeyler katabileceğini düşünün. İşe kulaklığınızda en sevdiğiniz müziği çalarak gidin. Kendinizi motive edin sevdiğiniz. Kendinizi geliştirdiğinizi düşünün. Ve hayal edin. En iyisini yapabileceğinizi öngörün. Önünüze koyduğunuz hedefleri bir bir aşmak için her gün enerji dolu yapacağınız işe odaklanın. Her şeyden önemlisi; kendinize iyi davranın...


Saygılarımla.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder